CHP’nin eski Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, aday gösterilmediği ve milletvekili unvanını kaybettiği 14 Mayıs seçimlerinin ardından yaptığı çıkışlarla tepki çekmişti.
Katıldığı bir programda CHP’den istifa ettiğini açıklayan Eski Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, 14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde oyunu ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan‘a verirken, 28 Mayıs’taki ikinci tur seçimlerinde ise geçersiz oy kullandığını söyledi.
”ŞENER YÜZÜNDEN CHP’YE OY VEREN KAÇ KİŞİ VAR?”
AKP’nin kurucularından olan sağ kökenli Abdüllatif Şener’in açıklamalarını CHP’deki genel politika üzerinden yorumlayan CHP’li Tanju Özcan şu ifadeleri kaydetti:
Genel Başkan, muhafazakâr sağ kökenli insanlarla yıllardır yol yürümeye çalışıyor. Muhafazakâr seçmenden oy almak zor değil, samimiyetinizi göstermeniz gerek. Bu sağ seçmene sizin gibi düşünenleri listeme alıyorum, milletvekili yapıyorum yoluyla olmaz, bu geri tepiyor. Zamanında Sayın Babacan ile ilgili olan eleştirilerim de bu yöndeydi. Zaten bu isimler AKP’de koltuk kaybeden isimler. Genel Başkan, danışmanlarının büyük bir çoğunluğunu bu tür badem bıyıklı dediğimiz insanlardan seçti. Kötü niyetli değil, belki muhafazakâr seçmeni tanımak, anlamak için böyle bir yol izledi ama yanlış bir tutumdu. Sonra işte bu insanlar, bizim kitlemizi incitecek sözler söyleyebiliyorlar. Abdullatif Şener yüzünden CHP’ye oy veren kaç kişi vardır Türkiye’de?
-Yoktur, sanıyorum seçimde de olmadığını gördük.
Olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu tür badem bıyıklı insanların CHP’de görev alması tabanı üzüyor, şevki kırıyor.
– Bir seçim kaybedildi ve CHP’ye seçim öncesi listeleri, politikaları ile ilgili kamuoyundan ve kanaat önderlerinden birçok eleştiri geldi, geliyor. Parti içi bir çöküş yaşanıyor diyebilir miyiz bu duruma?
Çöküş ifadesini doğru bulmuyorum. CHP yara alabilir, siyaseten oyunu azaltabilir ancak çöküş doğru değil. Bir an önce yeni kadrolarla yola çıkılmalı ve doğru politikalar izlenmeli. CHP’nin üzerindeki ölü toprağı atılmalı. Altı okun altısı da eşit olarak sahiplenilmeli. Son yıllarda bazılarına benzemeye çalışıyoruz, aynaya baktığımızda kendimizi tanıyamıyoruz. CHP’ye dışardan insanlar gelsin ama pırıl pırıl gençler gelsin. Biz, AKP tarafından kullanılmış, kullanım süresi dolunca çöpe atılmış isimleri partiye alıyoruz. Zaten Sayın Genel Başkan da sağdan soldan gelenlerin partiye hayır getirmediğini anladı ki dün danışman konusunda değişikliğe gitti.
– CHP Genel Başkanlığı için seçim tarihi henüz açıklanmadı ancak adaylık tartışmalar başladı. Genel Başkanlık için desteklediğiniz bir isim var mı?
Bu konuda ben, kimsenin adamı değilim ama kamuoyunda Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanı olması üzerinde bir istek var. Ben de bunu sosyal medya ve televizyonlarda paylaştım. Başka adaylar çıkarsa değerlendirmemizi ona göre yapacağız.
– Özgür Özel de Genel Başkanlığa talip olduğunu ifade etti, destekliyor musunuz?
Özgür Bey, kaliteli ve genç bir arkadaşımız. Bu yaşlar, bu tür görevler için ideal yaşlar. Ben hala İmamoğlu için de ‘daha erken’ denmesini gülümseyerek izliyorum. Deniz Baykal’ın 35 yaşında bakanlık yaptığı, Erdoğan’ın 40 yaşında İstanbul Belediye Başkanlığı yaptığı bu ülkede; yaşı öne sürerek, genç isimler için ‘daha erken’ tartışmaları yaratmaya anlam veremiyorum.
”BU TÜR AKTÖRLERİN PARTİYE DAHİL OLMASI BİR AİDİYET GÖSTERMİYOR”
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun ise Abdüllatif Şener’in çıkışının üzerinden CHP’nin son yıllarda izlediği politikanın ne denli etkili olup olmadığı sorusuna şöyle yanıt verdi:
CHP, son 10 yıldır yani Kemal Bey’den itibaren sağ seçmenle bağ kurmak için Şener gibi aktörleri CHP’ye dahil etme gibi bir strateji izledi ancak bu strateji seçim sonuçlarının da gösterdiği gibi istenilen sonucu vermedi. CHP, artık kendi kimliğinden taviz vermeden, sosyal demokrat çizgisiyle yeni politikalar üretecek diye düşünüyorum. Şener’in açıklamaları gösterdi ki bu tür aktörlerin partiye dahil olması bir aidiyet göstermiyor. Önemli olan CHP’nin ideolojisini benimsemek ve parti tabanıyla organik bağ kurmak yoksu bu aktörlerin CHP için bir önemi kalmıyor.
– Şu anda CHP cephesinde bir seçim kaybedildi ve parti içinde açıkça kamuoyuna yansımasa da bir fikir ayrılığı da göze çarpıyor. CHP şu anda nasıl bir durumda?
Şu anda CHP için bir değişim tartışması var, seçim kaybedildiği için bu da normal ancak seçimlere 9-10 ay kala yaşanan bu gelişmeler parti için yıpratıcı. Bu tutumdan bir an önce çıkılmalı. Genel Başkanlık için adı geçen adayların genel merkezle iletişimi bir an önce sağlanmalı ve süreç hızlandırılmalı. Değişim tartışmaları ve örgütsel yapılanma önemli ancak bu tartışmalar ya seçim sonuna bırakılmalı ya da kısa süre içinde bir takvim belirlenmeli.
-Özgür Özel’in Genel Başkanlık açıklaması Kılıçdaroğlu tarafına yöneltilen yumuşak başlı bir değişim isteği olarak öne çıktı. İmamoğlu’ndan net bir açıklama yok ancak parti içindeki değişim isteği katmerleniyor diyebilir miyiz?
Böyle bir çıkarsamada bulunabiliriz ancak partiyi iki genel seçime taşımış Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun bir değişim sürecinde yıpratılması haksızlık olur. Bu değişim sürecinde Kılıçdaroğlu’nu yıpratmamak tüm CHP’li aktörlerin görevidir. Tartışma sürdükçe CHP zarar görebilir.