Elektrikli araçların ithaline ilişkin olarak 29 Kasım’da çıkarılan tebliğe göre, elektrikli ve bazı hibrit araçların Avrupa Birliği ve serbest ticaret anlaşması (STA) olmayan ülkelerden ithali izinle yapılacak. İzin belgesi için ise 7 bölgede 20 servis istasyonu açmak gibi şartların sağlanması gerekecek.
OYDER elektrikli araç ithalatına ilişkin düzenlemenin çeşitli sakıncalar ve tehditleri ortaya çıkardığını ve iflasların kaçınılmaz olacağını belirtti ve “Tebliğ ile ilgili markanın modellerinin ülkemize ithalatı duracağı için, yeniden izin belgesi alınana kadarki süreçte yetkili satıcıların araç kaynağı kesilecek ve ticaret tamamen duracaktır. Bu markalara yatırım yapmış olan yetkili satıcılar için ilk etapta zarar, sürecin uzaması halinde de iflas kaçınılmaz olacaktır”değerlendirmesinde bulundu.
‘VERİMSİZ YATIRIMA NEDEN OLACAKTIR’
Açıklamada ayrıca risklere de dikkat çekilerek şu sözlere yer verildi:
“Tebliğ ile distribütörlerin 7 bölgede 20 adet TS 12047 ve TS K 646 belgeli servise sahip olmaları şart olarak ileri sürülmüştür. Ülkemize ithalat yolu ile gelen tüm araçlar için aslında geçerli olan bu hüküm sadece elektrikli araçlar için distribütörün sahibi olması şartı ile genişletilmiştir. Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren yetkili satıcılar, üretici standardında yetkili servisler ile bu görevi üstlenmiş ve devam ettirmektedir. Yeni hüküm ile tüm bölgelerde yetkili satıcılar kendi yaptıkları yatırımlarına karşılık bir de distribütörün aynı işkoluna yatırım yapması sonucu ile karşılaşıp rekabet etmek zorunda kalacaklardır. İşveren statüsündeki distribütör ile aynı alanda rekabet etmek yetkili satıcılar açısından verimsiz bir yatırıma neden olacaktır.“
‘İŞ HACMİ İYİCE AZALACAK’
OYDER açıklamasında ayrıca “Yeni yayınlanan tebliğ tüm markaların en az 40 çalışan ile bir çağrı merkezi sahibi olmasını da amir hüküm olarak getirmektedir” ifadelerine yer verilirken ardından şöyle devam edildi:
”Yetkili satıcıların gerçekleştirdiği satışların ardından servis ihtiyacı doğan tüketiciler yetkili satıcılar ile bu ihtiyaçlarını gidermek yerine çağrı merkezi aracılığıyla distribütörün sahibi olduğu servislere yönlendirilecektir. Bu da serbest rekabet açısından ayrımcılık doğuracak ve yetkili satıcıların iş hacminde önemli bir düşüşe neden olacaktır. Zaten elektrikli araçların içten yanmalı araçlara göre çok daha az servis girişine ihtiyacı olması nedeniyle düşecek olan iş hacmi, çağrı merkezi ve distribütörün sahibi olduğu servisler nedeniyle iyice azalacaktır.”