Çanakkale sahillerinde müsilaj riski artıyor
Çanakkale Sahillerinde Müsilaj Riski Yeniden Gündemde
Çanakkale’de Müsilaj Alarmı
Marmara ve Ege Denizi’nde aralıklarla ortaya çıkan müsilaj, son dönemde Çanakkale sahillerinde yeniden etkisini gösteriyor. 2020 yılından sonra ilk kez bu yıl Çanakkale Boğazı ve kıyılarında yeniden müsilaj görüldü. Deniz tabakasıyla su yüzeyi arasındaki bu sümüksü madde, özellikle lodosun etkisiyle sahil boyunca yoğunlaşarak kıyı şeridinin büyük bir bölümünü kapladı. Çanakkale halkı, bu durumdan dolayı endişeli.
Müsilajın Ekolojik Etkileri
Bilim insanları, deniz kirliliği ve buna bağlı müsilaj oluşumunun, Marmara Denizi başta olmak üzere birçok kıyı bölgesinde ciddi ekolojik zararlara yol açtığını uzun süredir dile getiriyor. Müsilaj, özellikle balıkçılık ve turizm sektörlerini olumsuz etkileyerek, bölgedeki deniz yaşamını tehdit ediyor. 2020 yılında Marmara Denizi’nde görülen müsilaj, deniz tabanından su yüzeyine çıkarak, denizdeki oksijen seviyesini düşürmüş ve deniz canlılarının yaşam alanlarını yok etmişti.
Çanakkale Boğazı’ndaki Durum
Çanakkale Boğazı’nda bu yıl görülen müsilaj, önceki yıllarda olduğu gibi yine önemli bir çevresel tehdit oluşturuyor. Özellikle Kordon Boyu ile feribot iskelesi civarlarında yoğunlaşan müsilaj, bu bölgedeki ekosistemi olumsuz etkiliyor. Müsilaj, lodosun etkisiyle sahile yığılarak, sahil şeridinde rahatsızlık yaratıyor. Ayrıca, Avrupa Yakası’ndaki bazı sahil bölgelerinde de müsilaj etkileri gözlemleniyor.
Kıyı Şeridinde Görülen Yoğunlaşma
Çanakkale’nin “Koltuk Barınağı” olarak bilinen eski feribot iskelesine de müsilaj yığıldı. Burada, boğazın kuzey ve güneyindeki akıntı alanlarında müsilajın etkisi sürüyor. Bu durum, deniz yaşamını tehdit ettiği gibi, sahildeki estetik görüntüyü de bozuyor ve bu bölgedeki turistik faaliyetleri de olumsuz yönde etkiliyor.
Gelecekte Ne Olacak?
Çanakkale’de görülen bu müsilaj vakası, bölgedeki deniz kirliliği sorununu bir kez daha gözler önüne seriyor. Müsilajın ekolojik etkilerinin önlenmesi için alınması gereken önlemler arasında deniz kirliliğinin önüne geçilmesi, sanayi atıklarının denize karışmasının engellenmesi ve deniz ekosisteminin korunmasına yönelik projelerin hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Eğer bu sorunlar çözülmezse, müsilajın gelecekteki etkileri daha da derinleşebilir ve Çanakkale Boğazı’ndaki deniz yaşamı daha büyük tehditlerle karşılaşabilir. Bu nedenle, yetkililerin ve halkın konuya duyarlı olmaları büyük önem taşıyor.
