Türkiye Gençlik STK’ları Platformu tarafından, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Genç Türkiye Forumu, Merinos Atatürk ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının konu alındığı foruma, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan ile eski Adalet Bakanı, AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül de konuşmacı olarak katıldı. Basına kapalı gerçekleştirilen forum öncesinde yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ve bazı batı ülkelerinin tutumuna tepki gösteren Bilal Erdoğan, “Bir yandan bu İsrail’in giriştiği bir zulüm ve soykırım elbette ama şöyle bir batının foyasını ortaya çıkaran bir yönü oldu. Normalde bir kural temelli uluslararası düzen batı kurduğunu iddia etti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, hatta o zaman Yahudilere yapılan soykırımı da bahane ederek, artık böyle şeylerin bir daha olmaması için, çeşitli insan hakları konvansiyonları, sözleşmeleri ilan edildi, imzalandı. Bunlar kural olarak benimsendi ve anladık ki şimdi, işlerine gelen yerlerde bu kuralları da çok sert bir şekilde uyguladılar. Ama şimdi görüyoruz ki daha dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, tabii ki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin hem de bir fevkalade yetkisini kullanarak, ‘Güvenlik Konseyi’ni, dünya düzenini bak tehdit eden bir durumla karşı karşıyayız. Bununla ilgili bir şey yapın’ diye yaptığı çağrının neticesinde yapılan toplantıda, 15 üyenin 13’ü ateşkes derken ki ateşkes bir barış değil. Yani ateşkes bir çözüm değil. Ateşkes sadece devam eden zulmün, devam eden şiddetin, devam eden kabul edilemezliğin bir durması. Buna dahi Amerika bir veto ile engel oldu” dedi.
class=’medyanet-inline-adv’>
‘İSRAİL’İN YANI SIRA AMERİKA VE AVRUPA DA SAVAŞ SUÇLUSU OLARAK YARGILANMALI’
Saldırılardan İsrail’in yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nin de sorumlu olduğuna dikkat çeken Bilal Erdoğan, şunları söyledi:
“Bugün ben inanmıyorum ki yani belki İkinci Dünya Savaşı’ndan beri, bu kadar yoğun bir nüfus bölgesine, bu kadar küçük bir bölgeye, bu kadar çok konvansiyonel bomba atılmış olsun. Gerçekten bunun hiçbir savaş hukukunda, hiçbir uluslararası konvansiyonda karşılığının olmadığını biliyoruz. Sadece İsrail’in, sadece bugün İsrail’i yönetenlerin değil, buna böylesine açıkça destek veren Amerika’nın ve onun ortaklarının da ortak olduğunu konuşmamız gerekiyor. Savaş suçları açısından sadece İsrail’in yargılanması değil, Amerika’nın ve Avrupa’nın da yargılanması gerektiğini, konuşmak gerektiğini düşünüyorum. Ve maalesef hani şu geçtiğimiz 10-20 yılda, yani benim aklımın erdiği dönemi düşünecek olsak 30 yılda, Türkiye’ye insan hakları diye, özgürlükler diye, uluslararası anlaşmalar diye bir şeyler dayatmaya çalışan batının, aslında bütün bunlarda ne kadar riyakar ne kadar sahtekar, ne kadar ikiyüzlü olduğu da ortaya çıktı. Bakın 15 yılımı batıda geçirdim. Amerika’da, Avrupa’da yaşadık, üniversitelerinde okudum. Oralarda bize vaaz edilen hayallerin, orada bize anlatılan ideallerin, orada altı çizilen kuramların, aslında ne kadar boş olduğunu ne kadar yalan olduğunu yaşıyoruz şu anda. Yani bir cinnet hali ve Amerika bunun yandaşı, paydaşı. İşin tam göbeğinde. Yani yapılan iş Amerika’nın soykırımı mı, İsrail’in soykırımı mı ayrıştırmak gerçekten mümkün değil.”