Bakan Kacır, “Yapay zeka geliştirme faaliyetleri; toplumlara karşı direkt sorumluluk taşıyan devlet veya akademik aktörler yerine, karı en üst düzeye çıkarmaya odaklanan şirketler tarafından yürütülüyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’in dünyanın geri kalanıyla aralarındaki farkı genişlettiği ve bunu yeni bir hegemonya yarışı olarak gördüğü bu alanda, geliştirici, uygulayıcı ve ürünleri sınırlayan küresel bir ortak görüş yok. Şu anki durumu bu şekilde özetleyebileceğimi düşünüyorum. Yapay zeka ve ilgili teknolojilerin günlük hayatımıza daha fazla entegre olmasıyla birlikte belirli iş alanlarına ve hizmet sektörlerine olan ihtiyacın azalması da kaçınılmazdır. Teknoloji ve endüstri tarihi, ortadan kaybolan ve yeniden ortaya çıkan işlerin sayısız örneğiyle doludur. Dolayısıyla teknolojik değişimlere direnmek yerine bu dönüşümü özümsemek ve etkin yönetmek Türkiye için bir tercihten ziyade zorunluluktur. Bu yaklaşımımız, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırmayı, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını sağlamayı amaçlayan ‘Ulusal Teknoloji Girişimimiz’ ile de örtüşmektedir. Bu hedef doğrultusunda 2021 yılında Milli Yapay Zeka Stratejimizi hayata geçirdik. Türkiye’de yapay zekanın sanayide ve kamu kurumlarında kullanımının yaygınlaştırılmasına ve bu alanda uzmanlaşmış iş gücünün artırılmasına öncelik veriyoruz. TÜBİTAK burs ve destek programları kapsamında son 21 yılda bu alanda 3.700’ün üzerinde projeye destek ve 1.300’den fazla kişiye 6,7 milyar lira maddi yardım sağladık” İfadelerini kullandı.
class=’medyanet-inline-adv’>
“İSRAİL ZULMÜ AHLAKİ NORMLARDAN YOKSUN TEKNOLOJİNİN İNSANLIĞI NASIL YOK ETTİĞİNİ GÖSTERİYOR”
Kacır, “Tarih bize, ahlaki normlardan yoksun teknolojik yetilerin insanlığa yalnızca felaketler getirdiğinin sayısız örneğini gösteriyor. Bu cümle bile yetersiz. Belki de bu cümleyi şu şekilde kurmalıydım. ‘Filistin‘de tanık olduğumuz İsrail zulmü, ahlaki normlardan yoksun teknolojik kapasitenin insanlığı her gün, her an nasıl tekrar tekrar yok ettiğinin çarpıcı gerçekliğini bize gösteriyor ve bu suça izin veren hukuksuz dünya düzeni bundan sonra olacaklar için parlak bir gelecek sunmuyor” dedi.