Yayımlanan araştırma kapsamında, önde gelen 11 üniversitenin kurduğu bir ortaklık olan Biyoçeşitlilik Konseyi 4.000’den fazla Avustralyalıyla doğaya yönelik tutumları konusunda bir anket gerçekleştirdi. Anket sonuçlarına göre katılımcıların sadece yüzde 43’ü yerli türlerin soyunun tükenmesi konusunda Avustralya’nın dünyadaki en yüksek oranlardan birine sahip olduğunun farkındayken, Avustralya’nın sömürge döneminden bu yana ormanlarının çoğunu kaybettiğini ise katılımcıların yalnızca yüzde 54’ü biliyor.
Canlıların soyunun tükenmesi krizi konusundaki düşük farkındalığa rağmen, katılımcıların yüzde 97’si biyoçeşitliliği korumak için daha fazla önlem alınması gerektiğini düşünüyor. Katılımcıların yüzde 85’i doğaya yönelik tehditler konusunda orta ya da yüksek düzeyde endişe duyduğunu söylerken, yaklaşık dörtte üçü küresel ısınmanın yaban hayatını doğrudan etkilediğini bildiğini belirtti.
BENZERSİZ TÜRLERİN VE DOĞAL EKOSİSTEMLERİN KORUNMASI AMAÇLANIYOR
Araştırmada, “Avustralyalıların çoğu, ülkede yaşayan her bir bireyin doğal çevre için harekete geçme sorumluluğuna sahip olduğunu kabul ediyor. Bu durum, birçok Avustralyalının halihazırda doğayı destekleyen günlük davranışlar sergilemesinde kendini gösteriyor” ifadeleri kullanıldı.
Araştırmada, “Özellikle çevreyle ilgili yasaların güçlendirilmesi ve yerel kereste kesiminin durdurulmasına yönelik önemli düzeyde kamu desteği bulunuyor” denildi. Araştırmada çevre yasalarını güçlendirerek, yerli kereste kesimini yasaklayarak ve biyoçeşitliliğin korunması ve eski haline getirilmesine yönelik fonları artırarak biyoçeşitliliğin korunması için daha güçlü önlemler alınması amacıyla federal, eyalet ve yerel seviyelerdeki yasa koyuculara “toplum yetkisini” kabul etme çağrısı yapıldı.
Araştırmada ayrıca “Biyoçeşitlilik Konseyi, biyoçeşitlilik kaybını önleme yolunda ihtiyaç duyulan eylemleri desteklemeyi ve tüm Avustralyalıların geleceği için benzersiz türleri ve doğal ekosistemleri korumayı umut ediyor” ifadeleri yer aldı.