David Lumb | BBC Midlands Today
Alzheimer genelde yaşlılıkla ilişkilendirilen bir hastalık. Fakat babalarına daha 55 yaşında Alzheimer teşhisi konulunca, bu iki kardeşin hayat tarzlarını ve hatta kariyer planlarını değiştirmesi gerekti. Peki bir ebeveyninize velilik etmek nasıl bir şey?
Simon Ruscoe 2015’te garip davranmaya başladığında, ailesi bunun iş stresinden kaynaklandığını düşündü.
Aktif bir hayat tarzı olan Simon, bazı şeyleri unutmaya ve kelimeleri telaffuz etmekte zorlanmaya başlamıştı. Bazen yolunu bulmakta da zorlanıyordu.
Yıllar süren tetkiklerden sonra 2020 yılında erken evre Alzheimer teşhisi kondu.
O yıl Ekim’de bilişim sektöründeki yöneticilik işini bıraktı ve ailenin hayatı da bir anda değişti.
Simon’ın küçük oğlu, 21 yaşındaki Oliver “Babamın Alzheimer olduğunu öğrenince bunu başkalarıyla paylaşamadım” diyor:
“İnsanların benim için üzülmesini istemedim.”
Babalarının durumu kötüleştikçe Oliver ve 26 yaşındaki ağabeyi Alex daha fazla sorumluluk üstlenmeye başladı.
Artık yemek yemekten giyinmeye kadar her şey zorlaşıyordu.
Oliver “En yıpratıcısı en basit şeyler” diyor:
“Güneş kremi sürdüğünden bizim emin olmamız gerekiyor. Bara gittiğinde doğru içkiyi ve yemeği alması için siparişi bizim vermemiz gerekiyor.”
Teşhisten önce kendi evine çıkan fakat babasının hastalığını öğrenince eve geri dönen Alex ise “Giyinmesi için temiz bir çift çorap bıraksak da gidip eski çoraplarını giyiyor” diyor ve ekliyor:
“Tuvalete ihtiyacı olup olmayacağını bizim sorup hatırlatmamız gerekiyor.
“Bazen huzursuzca hareketler yaptığını görüyoruz ve aslında bir şeyin yolunda gitmediğini ama bunun ne olduğunu bize söyleyebilecek yetenekten yoksun olduğunu biliyoruz.”
İki kardeş kariyerlerinde fedakarlıklar yapmak zorunda kaldı.
Tam zamanlı devlet memuru olan Alex mesai saatlerini azalttı ve sağlık sistemine kayıtlı bir bakıcı oldu.
Bir süpermarkette yarı zamanlı asistanlık yapan ve tren makinisti olmak isteyen Oliver ise, evine uzak işlere başvurmamaya karar verdi.
Sosyal hayatlarını da değiştirdiler: Arkadaşlarıyla tatillere gitmek yerine ailece tatillere öncelik vermeye başladılar. Arkadaşlarını dışarıda görecekleri zamansa babalarını da yanlarında götürür oldular.
Anneleri Emma’nın da dinlenebilmesi için bakım sorumluluklarını sırasıyla paylaştılar.
Eşine bakmanın yanı sıra bir yetişkin sosyal bakım merkezinde çalışan Emma “Oliver ve Alex bu süreçte inanılmaz yardımcı oldular” diyor ve ekliyor:
“Onların yardımı olmasa Simon’a evde bakamazdım. Bununla başa çıkamazdım. Ailesinden destek almayan insanlar bunu nasıl yapıyor tahmin edemiyorum.
“Onlarla gurur duyuyorum.”
Oğulları, babalarının en temel şeyleri bile yapamamasının kendilerini “mental olarak yıprattığını” söylüyor.
Fakat çocukluklarında kendilerine “müthiş bir baba” olan Simon’a şimdi aynı şekilde davranmak istiyorlar.
Ve zorluklara rağmen bu durumun aileyi bir araya getirdiğini hissediyorlar.
Oliver “Bizimle olduğu ve mutlu olduğu için minnettarız” diyor.
Alex ise “Bazı yaşıtlarımın ebeveynleri artık yok. O yüzden babam hâlâ yanımızda olduğu için minnettarım” diye anlatıyor hislerini:
“Yapabildikleri bariz bir şekilde azalıyor, evet, ama onu yüzde 75 veya yüzde 50 kapasiteyle de olsa yanımızda istiyorum.”