Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuba Atalay, sadece çocukluk çağında görülen göz içi kanseri “retinoblastom” ve bu hastalığın erken dönemde teşhis ve tedavisinin önemine ilişkin bilgileri paylaştı.
“GÖZ İÇİ KÖTÜ HUYLU TÜMÖRÜDÜR”
Hastalığın ciddi hayati risk oluşturduğuna dikkati çeken Atalay, “Retinoblastom, çocukluk çağının en sık görülen göz içi kötü huylu tümörüdür. Gözde beyaz ışık parlaması, içe veya dışa doğru şaşılık bu tümörün en sık karşılaşılan belirtileri. Bu hastalık sıklıkla 1-2 yaş, yani erken çocukluk döneminde ortaya çıkıyor, nadiren daha büyük çocuklarda da karşılaşıyoruz” dedi.
“ÇOCUK AÇISINDAN HAYATİ RİSK OLUŞTURUR”
Atalay, retinoblastom tedavisinde ilk olarak tümörün yayılmasının önlenmesine odaklanıldığını belirterek şunları kaydetti:
“Kötü huylu tümör yayıldığında çocuk açısından hayati risk oluşturur. Bu nedenle tedavideki ilk amacımız çocuğumuzun hayatını kurtarmak. İkinci aşamada ise tümörün bulunduğu gözü kurtarmaya odaklanıyoruz. Retinoblastom tedavisinde dünyada kullanılan tüm güncel tedaviler ülkemizde de uygulanıyor. Genel veya bölgesel uygulanan kemoterapiler, buna eşlik eden şekilde lazer, dondurma tedavisi gibi lokal tedaviler, göz içine kemoterapi uygulaması gibi tedavileri de uygulamaktayız.”
“GENEL ANESTEZİYLE YAPMAK ZORUNDAYIZ”
İlerlemiş tümörlerde ise farklı, girişimsel tedaviler yapılması gerektiğini aktaran Atalay, “Tanıdan itibaren çocuklarımızın göz muayenesi anestezi altında uyutularak yapılıyor. Özellikle hastalığın ilk 1 yılında düzenli olarak neredeyse her ay genel anesteziyle muayeneyi gerçekleştirmek zorundayız” ifadelerini kullandı.