“Eşim beni asla dinlemiyor! Resmen duvar gibi, o sadece kendi isteklerini önemser!” Bu cümle size tanıdık geliyor mu?
İletişim sorunları ilişkilerdeki problemlerin en büyük sebeplerinden biridir. Öncelikle bu gibi durumda eşiniz / partnerinizin sizi neden dinlemediğinin anlaşılması gerekir. Genellikle nedenler şunlardır:
– Bazı kişiler yalnızca onlara uygun cümleler kurulduğunda sizi dinler.
Eğer söylediğiniz sözcükler ona uygun değilse kendilerini iletişime kapatırlar.
– Narsist kişilerle bir ilişki içerisindeyseniz, bu kişiler herkesten ve her şeyden çok iyi bildiğine inanır. Bu gibi kişilerle sağlıklı iletişim kurabilmek imkansızdır. Bu kişiler için ne söylerseniz söyleyin önemsizdir.
– “Kızgın olduğum için seni dinlemiyorum.” Belki bir tartışmanızda denk geldiğiniz bir cümle. Bu durum kişinin yeterli duygusal olgunluğa erişemediğinin göstergelerinden biridir. Sorunu çözmek için çabalamak yerine sessiz kalmaya çalışarak sorundan kaçınır.
– En önemli faktörlerden biri de iletişimde kullanılan ses tonudur. Ses yükseltmek, agresif davranmak iletişim sürecini imkansızlaştırır.
– Sorunun görmezden gelinerek aşılacağını düşünen insanlar, genellikle yaşanan problemlere karşı sessiz kalmayı tercih eder ve halledilmeden üstünü örtmeye çalışır. Bu sorunla yüzleşmektense kaçmak en güzel çözüm yoludur diye düşünürler.
– İlişki bazen öyle bir aşamaya gelir ki, kişi partnerine karşı sürekli kırgın ve mesafeli hisseder. Çünkü hiç dinlememiştir. Dinlenmediği için de artık dinlemeyi bırakır.
İLETİŞİM PROBLEMLERİNİ ÇÖZMEYE ÖNCE KENDİMİZDEN BAŞLAYALIM
Öncelikle beden dilinizle verdiğiniz mesajlara dikkat edin. Beden diliniz karşıdaki kişinin size nasıl tepki vereceği konusunda bir önhazırlıktır. Örneğin beden diliniz, karşıdaki kişiye saldırgansa karşı taraf da bu duruma yine aynı saldırganlıkla ya yanıt verecek ya da davranacaktır.
Bundan ötürü partnerinizle iletişiminizde ona gülümsemek, dokunmak, ona doğru yaklaşmak, güzel sözlerle güçlü mesajlar vermelisiniz.
Partnerinizle olumsuz bir olay yaşadığınızda zihninizde sürekli aynı olayı döndürüp “Keşke şöyle deseydim” diye düşünmek veya olay üzerinde düşünüp olumsuz duygularınızı daha da arttırmak hem sizin hem de ilişkiniz için sağlıklı olmaz. Ayrıca partnerinizin olumsuz yanları hakkında sürekli düşünmek ona karşı daha az anlayışlı ve daha az sevgi dolu olmanızı sağlar. Partnerinize karşı bazı konularda bağışlayıcı olmanız olumsuz duyguların da kaybolmasına neden olur. Partnerinizin sizi anlamadığı dinlemediği konusunda çok fazla endişelenip bu konuda kafa yormak olumsuz bir iletişim ve vücut diline neden olacağından ötürü aslında korktuğunuz olayı başınıza getirir. Yani partneriniz bu korkuyla büründüğünüz kişiliği cidden dinlemez ve anlamak istemez.
Duruma ilk olarak partnerinizi suçlayarak değil de kendinizde de bir hata var mı bunu analiz ederek başlayın.
Ebeveyninizle çocukluk döneminde var olan bağlanma şeklinizin güvensiz olması bazen partneriniz sizi dinlese de çok da sevse size bu duygunun yeterli gelmemesi ile sonuçlanabilir. Bundan ötürü öncelikle ebeveyninizle kurduğunuz ilişkideki bağlanma şeklinizi analiz edi n.
Eğer ki bağlanma şekliniz güvenli kurulmadıysa bu duygunun getirdiği şüphecilik duygusu ilişkinizde olumsuz durumların artışını destekliyor olabilir.
Partnerinizle var olan ilişkide geçmişte yaşadığınız problemleri sürekli ısıtıp ısıtıp gün yüzüne çıkarmayın.
Bu durum hiçbir anlamda çözüm sağlamaz daha çok çözümsüzlük getirir. Buna çaba harcamak yerine yeni keşfettiğiniz alanlarla ilgili neler konuşabilirsiniz, yeni neler deneyimleyebilirsiniz gibi hayatınıza heyecan katabilecek durumlara yönlenin.
BENİ DİNLEMESİNİ NASIL SAĞLARIM?
1. İletişimin özü dinlemektir: Bir doktor eğer ki hastasını yeteri kadar dinlemez ve analiz etmezse, hasta için doğru tedaviyi uygulayamaz ve hasta iyileşemez. Diyelim ki doktorunuzun sizi yeterince dinlemediğini ve anlamadığını fark ettiniz, onun sunduğu önerileri uygular mısınız? Bundan dolayı kendini anlaşılmamış hisseden bir partner de öneri ve tavsiyelere uyum göstermeyecektir.
İletişimin özü dinlemek ve anlamak üzerine kuruludur. Her insan hangi cinsiyette olursa olsun kendisini anlaşılmamış hissettiği anda kendilerini iletişime kapatırlar. Kişi daha durumu anlamamışken ona nasıl çözümler sunabilir?
İşte bu durum kişiye inandırıcı gelmez.
2. Karşımızdakinin derdini anlamalıyız: Biriyle etkili iletişim kurmak, anlamak ve anlaşılmak istiyorsanız, ilk adım onu anlamaya çalışmaktır. İletişimde en çok yapılan hata önce anlaşılmaya çalışmaktır. Sürekli diğer kişiyi etkilemek ve kendimize hak verilmesini görmek için anlatır dururuz. Karşı tarafı daha az dinler ya da es geçeriz.
Anlaşılmak o an o kadar önemlidir ki, anlamaya çalışmayı unuturuz. Sonunda da şu cümleleri çok fazla duyarız. ‘Her yolu denedim, güzelce sakince anlattım, neler neler söyledim ama anlamadı!’ Bununla da kalmaz, anlaşılmamak durumuna o kadar uyum gösterir ve inanırız ki, sonunda hissedilen bu çaresizlikle birlikte kendimizi çok anlaşılmamış, çaresiz ve yalnız hissederiz. Hep siz konuşmaya çalışır ve en iyisini sizin bildiğinize inanırsanız diğer insanları asla anlayamazsınız. Her şeyi bildiğinizi zannederseniz karşıdaki kişiyi dinleyemezsiniz.
3. Vereceğiniz yanıta odaklanmayın: Partnerinizle var olan ilişkinizde başarılı olmak istiyorsanız, partneriniz kendini anlatmaya başladığında anlattığı şeylerle ilgili o an yanıt vermek ona kendinizi açıklamak isteseniz de o an sadece ona odaklanmalı ve onu anlamaya çalışmalısınız. Bunu yaparken ona bir sonraki vereceğiniz yanıtı düşünmek yerine, gerçekten onun ne demeye çalıştığını anlamalısınız. Eğer ki tüm dikkatinizle, duygularınızla o kişiyi dinlerseniz gerçek anlamda o kişiyi anlamaya başlayacaksınız.
4. Anlaşıldığını ona hissettirmeliyiz: Birine anlaşıldığını hissettirmek, vereceğiniz en önemli hediyeden bile daha değerli ve iz bırakan bir durumdur.
Partnerinizi/eşinizi etkilemenin en önemli yolu onu anlamak ve anladığınızı da ona hissettirmektir. Hiç kimse onu dinleyip anlamayan birine karşı iyi duygular ve düşünceler beslemez ve o kişiyle ilişki kurmak istemez. Size sorulan soruyu doğru cevaplamak için nasıl ki soruyu doğru okumanıza gerekiyorsa, karşıdaki kişiyi de doğru anlamak için onu dinlemeye ihtiyacınız var.